Kitap okumayı çok severim.Hele yeni kitap kokusuna bayılırım..Dışarda yağmur yağıyor,siz sıcacık odanızda,çayınız veya kahvenizi yudumlarken satırların aralarında kayboluyorsunuz..Ne kadar hoş bir ortam ! Yazarken bile canım çekti :))
Yazılarıma geri dönüp baktığımda hep karamsar şeyler yazdığımı fark ettim.Dedim ki,duyan da beni somurtkan,karamsar biri sanacak.Halbuki hiç öyle biri değilimdir,olanları da sevmem zaten :)) Her şeye rağmen gülün,gülün gülünn !!
Kasım ayında okuduğum kitapları ele almak istedim.Şöyle tekrardan yaşamak,bu sefer meraklı gözlerle değil,hepsini okumuş,algılamış birisi olarak :))
1.Piraye/Canan Tan
Piraye harikaydı.Okumadım,yaşadım diyebilirim.
Piraye'yle birlikte düşündüm,olacakları onunla birlikte tarttım,davranışlarını değerlendirdim,kaynanasına kızdım,baskıcı ve tutucu kişilere çemkirdim.
Yani Piraye benim için müthiş bir kitaptı.Canan Tan kitabı o kadar akıcı ve yalın bir dille yazmış ki,okumaya doyamıyor,bir sonraki sayfada ne olacağını merak ediyorsunuz..
Kitabın sonu da bir o kadar tahmin edilemeyecek ve çok acıklıydı..Eveet,eveet,kitabın sonunda bendeniz sulu göz ağladım !! Ama ağlanmayacak gibi değildi sevgili bloggerlar :)) Okuyan bilir..
Piraye için puanım 10 üzerinden 10 !! :))
2.Aşk/Elif Şafak
Aşk'la ilgili birçok şey yazıldı,çizildi.Herkes kitaba bayıldım,müthiş yazılmış dedi ama...
Malesef ben aynı şeyleri söyleyemeyeceğim,ne yazık ki !
Kitabın ilk başlarını çok beğendim,Ella'nın hayatı beni çok etkiledi.Hatta Rumi,Şems kısımlarını da çok beğendim ancak bir süre sonra Elif Şafak'ın kullandığı ve bir çok bilmediğim kelime beni rahatsız etmeye ve batmaya başladı.Kitabın 320 gibi bir sayfasını okudum ancak o 320 sayfanın son 50 sayfası okumak için okumaktı açıkçası.Zevk alarak değil ! Sürekli yabancı karakterler girmeye başladı,ona alıştık,o çıktı,diğeri girdi gibi bir karmaşa oldu.Birden pat diye Baba Samed anlatılmaya başlandı.Kitabı bırakacaktım ama Ella'dan kopamadığım için sadece onun anlatıldığı yerleri okudum..Ella ve Aziz..İşte onlar çok güzeldi,kitabın en beğendiğim kısmı da buydu zaten..Ve Aşk'ın 40.Kuralı..En güzeli de 40.kuralıydı bence ve onu sizlerle paylaşarak Aşk ile ilgili yorumumu bitiriyorum..
40. kural : Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani diye sorma!Ayrımlar ayrımları doğurur. Aşk’ın hiçbir sıfat ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde..
Aşk için puanım 10 üzerinden 6 !
3.Ölü Ozanlar Derneği/ N.H Kleinbaum
Kitabın ismi çok ilginç ve düşündürücü değil mi ? Zaten bende kitabı okumadan önce bayağı kitabın adıyla ilgili düşündüm..
Kitaptaki isimler ilk başta yabancı ve bayağı kafa karıştırıcı olsa da bir süre sonra onlara alışmaya ve onlarla ilgili arkadaşlarınızla sohbet bile etmeye başlıyorsunuz..
Buradaki öğretmen gibi öğretmen varsa şayet onları canı gönülden kutladığımı belirtmek isterim..Gerçekten yenilikçi,önder bir öğretmendi..Ancak kitabın sonu hiç mutlu edici bitmedi.
Ölü Ozanlar Derneği özellikle öğretmenlerin ve öğrencilerin okuması gereken bir kitap.Öğrencilerin yaşadıkları olayları ve girdapları anlatıyor..
Ölü Ozanlar Derneği için puanım 10 üzerinden 8 !
4.İstanbul Hatırası/Ahmet Ümit
Bu kitap benim ilk okuduğum polisiye romandı ve benim için gerçekten çok iyi bir başlangıçtı..
Komiser Nevzat ve işin içinden çıkılamayan cinayetler..İstanbul'un tarihi ile harmanlanmış polisiye bir roman..
"İşin en kötü ve ilginç yanı ise katillerin Komiser Nevzat'ın en yakın ve çocukluk arkadaşları çıkması. Ve daha kötü bir şey daha ve ben kitabın son sayfasını kitabın yarısında okudumm :(
Arka kapak yazısı çok güzeldi..
Şehre bakıyorduk denizden.Sisler içindeydi İstanbul...
İstanbul Hatırası için puanım; 10 üzerinden 9 ! :))
Süpersin :)
YanıtlaSilCanan tan ve özellikle Ahmet Ümit sevdiğim yazarlardan birisi :)
Sevgiler.
Ben de çok severim :) Sevgiler!
YanıtlaSil