30 Haziran 2012 Cumartesi

Sungkyunkwan Scandal

Gerçekten "İç Akıtan Takım" değil mi ? :)
Sungkyunkwan Scandal bitti.Geriye kalan ise ufacık bir tebessüm :)
Dizi gerçekten çok güzeldi :) İlk olarak konusundan başlayalım.

Kim Yoon He,hasta kardeşine bakmak için bir kitapevinde erkek kılığında çalışıyordur.Bir gün Sungkyunkwan sınavlarına birisinin adına girmeye çalışır,ancak yakalanır.Onu yakalayan kişi ise,kendi adına sınavlara girmesini söyler.Böylece Kim Yoon Hee Kim Yoon Shik olarak hayatına devam edecektir..

Kim Yoon Shik (Kim Yoon Hee)
Lakabı Deomul . Anlamını bilmiyorum haha :)
Bir önceki postta da belirttiğim gibi,City Hunter'da oppamızla oynadığı için ne kadar kızsam da çok severim Min Young'ı.Bir kere çok iyi oyuncu.İzlediğim bütün dizilerinde,harikaydı.Çok yetenekli olduğunu düşünüyorum.
Bu dizide de çok şekerdi.O şapkaları taktığında ortaya çıkan küçücük yüzü ve diğer erkeklere göre küçücük kalan ayakları..35 numara filan mı giyiyor nedir :))
Burda çok şekerdii :)
(Alttaki fotoğraf bana aittir)
Lee Sun Joon
3.başbakanın oğlu,bir Noron.Sürekli felsefik konuşur,buna alışmak lazım :) Yoochun gerçekten odun rolünü çok iyi oynamış,onu da kutluyorum :)
Bu resme iyi bakın.Çünkü Lee Sun Joon'u dizide çok az gülerken görüyorsunuz :)
Fotoğraf bana aittir.(Üstteki)
Chae Moo Shin
Lakabı Geol Oh.Anlamı ise "Çılgın At"

Bir Soron.Abisinin ölümü yüzünden dünyaya karşı öfkeli.Dizideki favori iki karakterimden biri.Onlar olmasaydı dizinin tadı tuzu yoktu açıkçası.Dövüş sahnelerinde yüreğim ağzıma geldi,o kadar iyi dövüşüyor ki :)
Artist Geol Oh :) (Fotoğraf bana aittir.)

Gu Yong Ha 

Lakabı Yeorim.Yeo kadın,rim ise çok demek.Yani çok kadın :)
Kadınlar neredeyse Yeorim oradadır :) Dizide sevdiğim 2.karakter de bu şirin surat :)  İkisi olmasaydı zaten !
Sürekli "Ben Gu Yong Ha'yım" diyor ya,kopuyorum :) Bayılıyorum bu şirin surata.Bir göz kırpışı var ki :) 
(Alttaki fotoğraf bana aittir)

Diziyi izleyenler bu sahneyi bilir.İzlerken dikkat edin,çok komikti haha


Park Min Young burda çok güzel olmuştu !



Dizinin 15.bölümünün başlangıç resmi.Çok hoşuma gitmişti.. (Alttaki bütün fotolar bana aittir)
Park Min Young o kadar komikti ki ! Yorgana sarılıp,dönüyor,tulum gibi uyuyacak :)
Bu yüzükler kime ait acaba ? :)

19.bölümden :
Yeorim : Krala şikayetimizi bildirmeye gidiyoruz.Kampüsün Çılgın At'ı bile hoş bir binek atı gibi görünecek !
Ahahaha burada yerlerdeydim :) bknz:üstteki fotoğraf
"İç Akıtan Takım olarak hep birlikte yatalım!"

Gerçekten güzel bir diziydi.Hele son 10 bölümü çok daha iyiydi.İzleyin derim ben :)
Bana aittir demediğim fotoğraflar alıntıdır.Diğerlerini lütfen izinsiz kullanmayalım :)


29 Haziran 2012 Cuma

BİG BANG !



Sevgili Lee sayesinde bu güzel grupla tanıştım.Kendisi büyük bir Big Bang (daha çok Taeyang :p ) hayranı.Onun bu hayranlığına ben de hayranım ! :)
T.O.P 'ı " I am Sam "dizisinden tanıyordum zaten,böyle bir grubu olduğunu da biliyordum ama ben rapten zerre kadar hazetmediğim için hiç dinlememiştim.Ama şarkıları bol rapli olsa da,bu çocuklarda şeytan tüyü var ! Hemencecik ısınıveriyorsunuz.Öncelikle biraz gruptan bahsedelim.İlk çıkışlarını 2006 yılında yapmışlar.Üyeleri,G-Dragon,T.O.P,Taeyang,Daesung,Seungri.Liderleri G-Dragon.Lee'ye onları tanımak adına söz verdiğim için yapmadığım şey kalmadı.2-3 gündür incik boncuk her şeyi araştırdım.Röportaj okudum,üyeler hakkındaki bilgileri okudum,bir sürü klip izledim,hatta dans provalarını bile izlediim !Bütün şarkıların içinde beni en çok etkileyen Lies oldu.İlk dinlediğim şarkıları olduğu için de,yeri büyük bende.Ancak beni rahatsız eden bir nokta var onu da hemen açıklamak istiyorum.Lies ve Haru Haru'nun sonunda G-Dragon'un" Girl" diye başlayan İngilizce konuşmalarını çok yapmacık buldum.Ne zaman şarkıları dinlesem onu atlıyorum :)Üyeleri tanımak adına bir kaç resim :


Daesung ile ilgili olan resim açılmıyordu.O yüzden başka bir resim :

Gerçekten de Lee'nin dediği gibi Taeyang'ın çok değişik bir ses rengi var.Ayrıca kıpır kıpır,harika dans ediyor,çok esnek.
Lies ve Haru Haru'nun nakaratları bağımlılık yapabiliyor !
Şu sözler ile başlayan nakarat sürekli dilimde :)
I'm so sorry but i love you da geo-jis-marI-ya mor-rass-eo i-je-ya ar-ass-eo

Listenin ikinci sırasında ise Haru Haru var.Klipte Park Min Young oynuyor.City Hunter'da Min Ho ile oynadığı için ne kadar kızsak ta (:p) Min Young'ı gerçekten çok severim.Her klipte ayrı bir hikaye anlatmaları ise,onları daha izlenir kılıyor.Bu klip gözlerini yaşartıyor insanın..


Tonight'ı yaklaşık 3 kere izlediğim için hoşuma gitmeye başladı.İlk olarak klibini izledim,daha sonra Big Show'da canlı performanslarını,3.olarak ta aşağıdaki videoda dans çalışmalarında.
Videoda dikkat etmenizi istediğim bir şey var.Taeyang fazla uzun ve iri olmadığı için nasıl kıvrak ama T.O.P onun yanında ne kadar tabiri caizse "odun" gibi duruyor hehe :)



Taeyang Wedding Dress.Çok güzel bir şarkı..


Taeyang'ın piyano çaldığını söyleyince Lee,onunla ilgili bir video da izledim.Hepimizin çok sevdiği JYJ'den Junsu ve Taeyang karşılıklı piyano çalıyorlar.İkisi de çok başarılı !
Bu grupta G-Dragon lider olduğu için çok ön planda ama SNSD'de niye öyle değil,hem de Taeyeon içlerinden en iyisi ve harika bir sesi olduğu halde ?!
Bu şarkıların hepsini dinlemenizi tavsiye ederim.Bu çocukları çok sevdim.En kısa zamanda telefonumu yaptırabilirsem,bütün şarkılarını telefonuma atıp kumsalda bütün gün onları dinlemek istiyorum ^^Lee,bir kez daha teşekkür ederim :)

Çalıkuşu - Reşat Nuri Güntekin

Reşat Nuri Güntekin romanı olduğu için lafı fazla uzatmaya gerek yok.Harika bir kitaptı ! İki üç sene evvel filan okumuştum ama hatırlamadığım için tekrar okumak istedim.
İyi ki de okumuşum.Harikaydı ! Okumayan kaldı mı bilmem ama kaldıysa mutlaka okusunlar diyorum.
Aah Çalıkuşu aah !

Okuma listemden bir kitap daha eksildi.Okuma listeme ulaşmak için tıklayın.

Arka Kapak : 



Çalıkuşu, Reşat Nuri Güntekin’in, en yaygın ününü kazandığı ilk romanı. Romanda, iyi öğrenim görmüş bir İstanbul kızının, Anadolu’nun çeşitli köy ve kasabalarında öğretmen olarak yaşadığı serüven anlatılır. Dekorun yer yer büyük bir güç taşımasına karşın, Çalıkuşu duygusal bir sevgi öyküsüdür. Serüven yönü ağır basan bu romanda, kişilerin duygu dünyaları, ülke gerçeklerinden soyutlanmadan verilir. Çalıkuşu, her yaştan insanın rahatlıkla okuyup sevebileceği önemli romanlarımızdan biridir. Feride, güzel insanların sevgilisidir. Çalıkuşu bir ışıktır…

 Kaynak










25 Haziran 2012 Pazartesi

Küçük Mucizeler Dükkanı


Hayatın sillesini yemiş,birbirinden farklı dört kadın.Hayatları,görünüşleri,kişilikleri
farklı da olsa; aslında hepsinin bir ortak noktası ve onları buluşturan küçük bir mucizeler
dükkanı var.
Bu dükkan,hayatlarına dokunan sihirli bir değnek gibi..
Bir şiş gibi,hepsini ilmek ilmek dokuyan Lydia Hoffman,zor hastalıklara göğüs germiş,narin yapılı
bir kadın..
Kırk yaş üstü sendromlarıyla boğuşan Jaqueline Donovan,bir yandan kendi evliliğini kurtar
maya çalışıyor,bir yandan da sevmediği gelinine alışmaya çalışıyor...
Carol Girard,anneliğe aç,tüp bebek tedavisi gören,umutsuz ama şirin bir kadın..
Alix Townsend ise,küçük yaştan itibaren kendi ayakları üzerinde durmaya çalışmış ve artık
hayattan hiçbir şey istemeyen bir kadın...

Arkadaşlıklarının ve yumakların gücüyle birlikte bu sorunların üstesinden gelecekler.

Şahsi görüşüme göre,kitap abartıldığı kadar bir kitap değildi.Yani bir Buket Uzuner,Reşat Nuri
Güntekin kitabı değildi ama çok abarttılar.
Yine de,umutsuz bir ev kadınıysanız,okuyun derim,kendinizden bir parça mutlaka bulursunuz :)

Kitabımın bittiği anlar..

Yaz olunca,keyifli anlara tanık olduk :)


Ve bitti... :)
Sevgilerimle,
Cyrstalll...


Küçük Mucizeler Dükkanı


Küçük Mucizeler Dükkanı ile ilgili yorumum Okuryatar'da yayınlandı.
Okumak için : tıklayın.

23 Haziran 2012 Cumartesi

Warm Up America ! /Isın Amerika !







Ben  bu kurumu Küçük Mucizeler Dükkanı sayesinde tanıdım.Bir nevi Debbie Macomber sayesinde de diyebiliriz.Kitapta sık sık adı geçiyordu,ben de merak edip bir araştırma yaptım.
Maalesef  Türkçe olarak hiçbir çevirisi yok.Bu yüzden yarım yamalak İngilizcemle çeviri yapmaya çalışacağım :)

Bu kurum 1991 yılında kurulmuş.(Kurum demek ne kadar doğru bilmiyorum ama )
Kurucuları Evie Rosen.Bu çalışma ilk olarak Wisconsin kentinde başlamış.
1991 yılından beri hayır işleri için uğraşıyorlar.
Bence böyle bir şey kesinlikle Türkiye'de olmalıydı.Türkler örgüyü seven bir toplum zaten :)
Ördüğünüz herhangi bir şeyi (çorap,kazak,atkı,bere hiç farketmez ) bağışlayabiliyorsunuz.Böylece ihtiyacı olan insanlara dağıtılıyor bu ördükleriniz.

Böyle bir proje yapsak fena olmazdı aslında.Depremlerde,sellerde zarar gören insanlar çadırlarında daha az üşürlerdi en azından.
Amerikalılarda bu yaptıkları hayırlı işleriyle gurur duyuyorlar.Kiliseler,cemaatler bu çalışma için oldukça çalışıyor.
Amerikalılar gibi hayatı,yaşamayı seven bir toplum oturacak,örgü örecek hiç aklıma gelmezdi ama bunu yardımseverliğe bile dökmüşler.Bu konuda kesinlikle "  BRAVO ! " diyorum.
Sizin de bildikleriniz varsa bu çalışmalarla ilgili bizimle paylaşabilirsiniz :)
Detaylı bilgi için tıklayın.
Sevgilerimle,
Cyrstalll...


22 Haziran 2012 Cuma

Bir Yumak Mutluluk..

Bir Yumak Mutluluk harikaydı desem abartmış olmam..
Debbie Macomber kendini ne kadar geliştirmiş,hayran kaldım ! Küçük Mucizeler Dükkanı'nda bazı şeyler havada kalmıştı bana göre ama bu kitapta hiçbirini bulmadım.
K.M.D 'nındaki karakterlerin hiçbirini kendime yeteri kadar yakın görmemiştim.Ama bu kitapta genç bir Courtney vardı ve onun bölümlerini okumak çok eğlenceliydi.Aslında hepsi çok eğlenceliydi ! Bunu çok samimi bir şekilde söyleyebilirim.Hele son 100 sayfasında öyle meraklandığım bir olay vardı ve bunları yapanın kim olduğunu öğrenince çığlıklarımı zor durdurdum :)
Biraz ön yargı olabilir ama ben de Lydia gibi düşünüyorum.Artık hiçbir gruba bu kadar alışacağımı sanmıyorum.
Courtney,Elise,Bethanne ..Hepsinin yeri benim için ayrı ..
Yazar bu kitapla acemiliğini üzerinden atmış resmen ! Kalemini bu kadar güçlendirmesi çok hoşuma gitti açıkçası.
Bu kitapta ben Maverick'i çok sevdim.En sevdiğim karakterler arasında.Ne kadar kumarbaz olsa da,çekiciliği vardı bir taraftan :)
Bu arada değinmek istediğim bir konu var.Kitapta sık sık harf eksikliklerine rastladım.Yayınevi daha dikkatli olursa çok sevinirim :)
Bu kadar" umutsuz ev kadınları modu" yeter diye düşünüyorum.Bir ara Lydia'yı özlersem,hemen yeni kitaplara sarılırım :)
Not: Küçük Mucizeler Dükkanı yorumum Okuryatar'da yayınlanacağı için şimdilik koyamıyorum :)

Okumam gereken popüler kitaplarım bittiğine göre tıpış tıpış okuma listeme dönüyorum :) Kitap okuma listeme göz gezdirmek için tıklayın.
Bu kitabı mutlaka okuyun ! :)


Sevgilerimle...
Cyrstalll...

21 Haziran 2012 Perşembe

Müziğin Enerjisi !

Bugün biraz müzikle coşalım,ne dersiniz :)

Hadise'nin yeni şarkısı.Benim çok hoşuma gitti açıkçası :)


Biraz tempoyu düşürelim..Bob Dylan ..

Son günlerde favori şarkılarımdan biri..
Ama böyle hüzünlü hüzünlü postu bitirmeyelim değil mi ? :)
Gülçin'i çok severim,pek severim :)

Bu sıcak günlerde kendinize iyi bakın ! :)
Sevgilerimle...
Cyrstalll...

17 Haziran 2012 Pazar

MODA | Maxi Etek Nasıl Kombinlenir ?

Kendim için deniz sezonunu bugün açtım ! Yorgunluktan bayılmak üzereyim ama yine de bu postu yapıp rahat etmek istedim :)
Biliyorsunuz maxi etekler bu sezon çok moda.Birkaç tavsiye de benden olsun :) Bol fotoğraflı,yani bol örnekli,az yazılı bir post olacak efendim..





Twitter'dayım ! Cyrstalll
Cyrstalll...

15 Haziran 2012 Cuma

FİLM | Sahtekar / Changeling


Sevgili blogger arkadaşım Orkidela 'nın blogunda görmem ve onun bu filmi çok beğenmesi üzerine aynı gün içinde filmi izledim.
Ve kesinlikle muhteşemdi !
Başrolde Angelina Jolie oynuyor,daha ne diyebilirim ki ! :)

Bağlantı sorunlarım nedeniyle filmi çok geç buldum ama buradan takılmadan izleyebilirsiniz : tıkla

2008 yapımı bir film ancak film 1928 yıllarında baş gösteren bir olayı anlatıyor.Gerçek bir hikaye ve kesinlikle çok etkileyici !
O 140 dakikanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz..Konular o kadar güzel işlenmiş ki,nerede ne olacağını kesinlikle kestiremiyorsunuz..

Ben Amerikalıları oldum olası pek sevemem.Bu filmi izledikten sonra daha bir soğudum !
Aslında dünyadaki bu iğrenç düzenden ve olmayan adaletten hepimiz nefret etmeliyiz !
Bir annenin oğlunu bulma uğruna çektikleri..İnanılır gibi değil !
Film harika bir replik ile bitiyordu,bayılmıştım.Telefonuma yazıp kaydettim ama aceleden tam kaydetmemişim sanırım :) Neyse,izleyip göreceğiz artık :)) Sizler için birkaç fotoğraf kaydettim izlerken..

Güzelim Angelina'mızın pahalı kıyafetlerden,havalı saçlardan arındığında ne kadar normal göründüğünü görebiliyorsunuz değil mi ? :))

Konusu : 
Kaçırılan oğlunun bulunmasıyla birlikte Christine Collins’in (Angelina Jolie) duaları kabul görmüştür. Ancak anneyle oğlunun yeniden buluşmasının karmaşası arasında Christine bu çocuğun kendi çocuğu olmadığını fark edecektir. Medyanın ve yozlaşmış polis teşkilatının kendisine destek olmaktan çok köstek olmasından bunalan Christine, aradığı cevaplara ulaşmak için kendi başına adımlar atmaya başlayınca hayatını sonsuza dek değiştirecek gerçekle yüz yüze gelecektir. Yer: Los Angeles, yıl: 1928. Bir cumartesi sabahı her zamanki gibi işine gitmeye hazırlanan Christine oğluna “hoşçakal” dedikten sonra evden çıkar. Akşam işten eve döndüğünde oğlu evde değildir. Çocuğu arama çalışmaları bir türlü sonuç vermez. Aylar sonra Christine’nin dokuz yaşındaki oğlu olduğunu iddia eden bir çocuk çıkagelir. Polislerle gazetecilerin telaşlı koşuşturmacası arasında duygu karmaşası yaşayan Christine, çıkagelen çocuğun bir gece kendisiyle birlikte evde kalmasına izin verir. Ancak kalbinin derinliklerinde bu çocuğun kendi oğlu Walter olmadığını bilmektedir. Konunun araştırılması için yetkilileri zorlar ancak bir sonuç alamaz. Bu durum karşısında çaresiz kalan Christine, aradığı desteği aktivist rahip Briegleb’de (John Malkovich) bulur. Rahip Briegleb oğlunu bulma mücadelesinde Christine’e yardımcı olacaktır.


Konu kaynak








ÇEKİLİŞ | Sihirli Mavinin Dünyası'nın Yaz Çekilişi

Çekilişe katılmak için tıklayın : tıkla.

14 Haziran 2012 Perşembe

FİLM | Heavens Postman / Cennetin Postacısı

Bu sıcaklarda evden dışarı çıkamıyoruz.Sürekli evde tıkılınca da ya film izliyoruz,ya kitap okuyoruz,ya bilgisayara giriyoruz.Ben de her gün film izlemeye başladım artık :) Yoksa vakit geçmiyor ! :)
Dün ne izlesem,ne izlesem diye bol bol düşündüm.Sonunda ablamın bilgisayarına indirmiş olduğu film aklıma geldi.Hiç doldurmakla uğraşmayayım direk izleyeyim diye ona başladım.Hem canımız Jaejoong'umuz oynuyordu ! :)
Ancak şunu söylemeliyim ki,film benim için hayal kırıklığı oldu.Verilmek istenen bir mesaj var,evet.Ama bir yerlerde bir şeyler eksikti.Her şey pat diye başladı ve pat diye bitti !
Artık "Film bitmeyecek mi ?" diye dakika saydığımda,sonunda biraz heyecanlandı.Allah'tan sonunu kurtardı keratalar ! :))
Film için oylama yaparsam 10 üzerinden 4 veririm.Yani bence izleseniz de olur,izlemeseniz de...


Konusu : 
Büyüleyici güzellikteki yeşilliklerin ortasında kırmızı bir posta kutusu etrafında iki kahramanımızın rüyya ile gerçek arası bir atmosferde karşılaşmaları ile başlayan film bu atmosferi sonuna kadarda sürdürüyor. 

Film bir yandan iki kahramanın arasındaki romantik olayları anlatırken diğer yandan da sevdiklerini kaybeden kişilerin duydukları üzüntü ve onlar hayattayken yapmadıkları şeylerin pişmanlıklarını anlatıyor. 

İki kahraman sevdiklerini kaybedenlerin dertlerine derman olmak isterken yaptıkları şeyin doğrumu yanlışmı olduğu sorgulamaya başlıyorlar. 





Konu kaynak : tıkla.

Sevgilerimle,
Cyrstalll...

13 Haziran 2012 Çarşamba

FİLM | Dedemin İnsanları

Geçen gün canım film izlemek istedi.Dedemin İnsanları'nı seçmiştim ama ağlamak istemediğim için vazgeçtim :)
Dün ise nihayet filmi izleyebildim.Film çok güzeldi !
Ben de Bulgaristan göçmeniyim,bu yaşananları çok iyi biliyorum.Bazı kendini bilmezler "Bulgar" gözüyle bakarlardı ama tarihini bilmeyen insana tarih nasıl anlatasın ki !
Ancak bu filmde bir çelişki vardı ki,eski zamanda mübadele zamanını anlatırken Yunanca konuşuyorlardı.Belki yasak olabilir ama biz her zaman Türkçe konuştuk.O çok kafamı kurcaladı..
Onun dışında oyunculuklar çok güzeldi,ona diyecek lafım yok.
Bir de çırak Tahsin'i çok sevdim.Onun o saf ve masum halleri çok hoşuma gitti :)
Filmin sonunda ise,gözyaşlarımı tutamadım.Mehmet Bey'in yaptıkları yine çok etkileyiciydi..
Yani 2 saatlik süre boyunca hiç sıkılmadan,kah gülerek,kah ağlayarak filmi izledim.Tavsiye ediyorum ;)






Konusu:
"Dedemin İnsanları", küçük bir kasabada yaşayan on yaşında bir çocuk ve dedesi aracılığıyla, bir ailenin ve bir ülkenin geçirdiği büyük değişimi anlatıyor. Kalabalık ve sıcak Ege insanlarının hikâyesini izlerken, mübadeleye, öteki olmaya, nereye gidersen git bir yere ait olamamaya, iki yakaya, çok sayıdaki azınlığa, ihtilallere bir defa daha, ama bu kez farklı bir yerden bakmayı ve düşünmeyi sağlıyor.  








12 Haziran 2012 Salı

KİTAP | İki Yeşil Susamuru


İki Yeşil Susamuru az önce bitti ama ben de bittim diyebilirim..

Buket Uzuner ile ilk tanışmam ama iyiki de tanımışım diyorum ! Kesinlikle.. Ve bana bu kitabı tavsiye eden kitapçıya binlerce kez teşekkür ediyorum !

İki Yeşil Susamuru sayesinde çok şey öğrendim,geliştim,belki de büyüdüm.
Ama ben bu kitapta en çok Selen'i sevdim.Selen gittiğinde en çok ben üzüldüm,bir parçamı kaybetmiş gibiydim.
Onu hep iri dalgalı siyah,yer yer beyaz saçları,upuzun efil efil etekleri ve güçlü karakteriyle hatırlayacağım..
Nilsu ise bana göre kendi içinde çelişkiler yaşıyordu ve bunda kesinlikle güdük geçmiş çocukluğunun etkisi vardı.

Kitapta olaylar o kadar güzel işleniyordu ki,elimden bırakamadım.Ve ummadık bir anda,hep farklı şeyler oluyor,olaylar gelişiyor,kişiler değişiyordu.
Ama final ise..Beni bitiren nokta tam da oydu ! Kitabı kapattım ve dedim ki :
 "Nasıl olabilir?"
"Nasıl,nasıl,nasıl?"
Ve onlardan sonra artık hepsi kafamda,silik birer karakter.Ama bir tek Selen var ki,işte o asla unutulmayacak...

Not : Bu kitabın cep boyunu ikinci el olarak 4 liraya almıştım.İlk sayfasındaki doğum günü dilekleri dışında kitap tertemiz.
Altını çizdiklerime gelecek olursak,çok var ama..

- Yakın çevresinde ölümü yaşamamış genç insanlar,dostlukları ve sevgiyi bol keseden harcarlar. sf:32


-Bilen konuşmayandır,konuşansa bilgisiz. sf : 34


-Birbirinin en yakın çocukluk şahidi,ancak kardeşlerdir. sf 35


-Kendini tanımadan,ne istediğini bilmeden ciddi ilişkilere girmek,bir insanın hem kendine,hem de karşısındakine yapabileceği en büyük haksızlıktır ! Çünkü ne istemediğini bilmek çok kolay,fakat ne istediğini bilmek çok güçtür ! sf:44


-Çok berbat bir zıtlık ama değişen alışkanlıklarımız,görüşlerimiz ve prensiplerimiz...Peki bir insanın kişiliğini de bunlar oluşturmaz mı ? sf : 45


-Çok gençken herkesi,her şeyi, hatta dünyayı değiştirebileceğimizi sanırız.Nasılsa hiç yaşlanmayacak,hiç ölmeyecek ve sonsuza ulaşacağızdır.Oysa duvarda tek bir tuğla olduğumuzu  ve ancak "iyi bir tuğla" olmayı başarmakla yükümlü olduğumuzu görürüz bir gün... sf: 45


-Ve her kız çocuğu,babasına ne denli tutkun olsa da,annesinin dişi kanadının serin gölgesine gereksinir mutlaka. sf : 45


-Yaşamın yolu gibi,ölmenin yolunu da kendimiz seçmeliyiz. sf:60


- .... 'güvensizlik' ve 'belirsizlik'  bir çocuğun gelişimine vurulabilecek en öldürücü darbedir.Bu darbenin izleri mutlaka kalıcıdır,mutlaka tehlikelidir. sf:78


-Sanatçı,yaratıcı insanda,lider ve ihtilalci ruhta mutlaka ütopyacılık mevcuttur. sf:81





Cyrstalll...

11 Haziran 2012 Pazartesi

KİTAP | Kitap Alışverişi

Bildiğiniz üzere 11 Haziran'a kadar Migros ve Tansaş'ta kitaplarda %40 indirim vardı.Ben de son gününde yakaladım indirimi :)
"Küçük Mucizeler Dükkanı" nı aldım.Hatırlarsanız geçen kitap alışverişimde kitapçıdan bu kitabı istediğimde "Bir Yumak Mutluluk"u vermişti yanlışlıkla.Onu okumam için bunu almam gerekiyordu,ben de o yüzden bu kitabı aldım :)
Kitap 17 liraydı,%40 indirimle 10,20 TL'ye aldım.

Dünkü piknik ise harikaydı.Dereye inmek için dik,engebeli bir tepeden aşağı indik ve geri çıktık tekrar.Her tarafım çizildi durum böyle olunca :) Yolda da tatlı bir kaplumbağa gördük.
Fotoğraftan da biraz anlayacağınız üzere böylee bir yolda yürüdük,yol bile değil,dağlık taşlık :)
Her şeye rağmen çok güzeldi ! :)
Cyrstalll...

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...