27 Mayıs 2012 Pazar

ÇEKİLİŞ | Ufak Bir Çekiliş :)

Asabi Bakire'nin yaptığı çekilişe katılmak için..
tıklayınız.
Çok şirin  bir anahtarlık ta var :)

KİTAP | Bin Muhteşem Güneş


Muhafazakar bir toplumda yetişmiş,aykırı,yabani bir ot..Meryem..
Bukle bukle,sarı saçlı,dillere destan güzelliği ve bilgisiyle Leyla..

Birbirinden ne kadar da ayrı olan iki kadının hayatlarının kesişmesi..
Hem acıtması,hem güldürmesi..

Meryem annesi Nana'yla birlikte,kırık dökük bir evde,babasız,beş parasız yaşarken Leyla sürekli şiir okuyan,bilgili ve onu bir o kadar seven babası ve annesiyle birlikte yaşamaktadır..

Ne var ki,yapılan işgaller,sınırlamalar bu iki kadını aynı eve hapsediverir.Hem de kötü bir şekilde.
Kara bahtım,kör talihim demek kolay,peki ya sonrası ?

Bu kitaba çok büyük umutlarla başlamıştım.Hiçbiri boşuna çıkmadı.İlk gün fazla okuyamadım ama ertesi gün 260'ı aşkın sayfa okumuşum.Metroda,otobüste,her yerde elimden düşüremedim.
Ama en güzel bölümünü,eve sakladım..
Sonunda beni çok şaşırtan bir sürprizle karşılaştım.
Ve hiç direnmedim,engel olmadım.Gözyaşlarım aktı,aktı,durdurmadım..
Aynı bölümü tekrar tekrar okudum ve kitap bittiğinde kapattım,ters çevirdim ve bir süre hareketsiz kitabı düşünüdüm.
Hala bile etkisinden çıkamadım.
Yürüdüğüm sokaklarda burkasıyla karşıma Leyla çıkacakmış,Azize ayaklarıma dolanacakmış gibime geliyor.Zalmayla birlikte top oynayacağım ve o an kanatlarıyla Meryem geliverecek..
O hüzünlü gözleriyle uzun uzun bana bakıverecek.Yılların verdiği yorgunlukla buruş buruş olan ellerini doğru uzatacak ve başımı okşayacak sanki..
Afganistan ve yüreğimi dağlayan hikayeler..
Daha fazlası için haydi kitaba ! Her şeyin daha fazlasını bulacaksınız..

Bu kitap beni çok etkiledi.Sonunda ağlamaklı bir yer olduğu için otobüste okumadım özellikle o bölümü bırakıp evde okudum :) Daha sonra moralimi de bununla düzelttim.
Üstüne de bunu yedim.Hormonlu olduğu ne kadar belli değil mi ?
Ayrıca söz verdiğim gibi ayraçlarım..
Şimdi ne okuyormuşum ona bakıyoruz...
Okur yatar da yayınlandıhttp://www.okuryatar.com/bin-muhtesem-gunes-cyrstalll/
Bu kentin ne çatısını aydınlatan ayları sayabilirsin,
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi..
Cyrstalll...

21 Mayıs 2012 Pazartesi

PERSPEKTİF | Survivor | Oyunlar,Yalanlar,Stratejiler..

Bugün bir bakış açımızı değiştirelim,normal baktığımızın dışında iyice irdeleyelim istedim Survivor'ı..Artık sıradan bir yarışma olmaktan çıktı çünkü.Herkes birbirinin kuyusunu kazmaya uğraşıyor..
Son duruma bakacak olursak oylamaya Alp ve Anıl çıktı.Hasan,Cevher ve Almeda Anıl'ı ; Nihat, Alp'i ; Anıl Cevher'i ve Alp Nihat'ı yazdı..Hayim ve Begüm'ü ise hatırlamıyorum.
Çünkü dün oyunda Alp sinirlenip,hepiniz beni yazın,ben burda kalmak istemiyorum demişti.Ve böylece hepsinin eline bir koz verdi.İçlerinde onu yazmaya yönelten ateş körüklendi..
Almeda.Bir güzellik yarışmasında derecesi var yanılmıyorsam..Derecesi olsa ne olur,insanın içi güzel olmadıktan sonra.Çok düşündüm,bu kız saf mı yoksa saf numarası mı yapıyor.Dün akşam ki konseyden sonra kararımı verdim.Kesinlikle numara yapıyor ! Merve'yle arkadaştı,çok iyilerdi.Merve gitti hemen arkasından "Merve'yle birlikte olduğum zamanlarda çok hatalar yaptım,ben böyle bir insan değilim,aile terbiyeme uymadı." gibi laflar etti.Ama yeni fragmanda fark ettiyseniz Anıl ve Alp'i karşı karşıya getirmeleri hakkında "Hepsi bir oyundu!" dedi.Bu akşam izleyenler daha ayrıntılı gözlemleyebilirler.Almeda da strateji yapanların arasında.Ama bravo,hiç belli etmiyor.Arada bir izleyen bir insan onun saf olduğuna inanabilir..

Alp ve Anıl'ı teker teker incelemek istemedim çünkü bana göre ayrılmaz bir ikili oldular artık.Alp,yarışmanın başından beri favorim.Strateji yaptığını da düşünmüyorum.İleri ki zamanlarda (eğer kalırsa) neler olacağını hep birlikte göreceğiz..
Bir öylesin bir böylee,neyin var bana söylee ! diye bir İsmail YK şarkısıyla giriş yapmak istiyorum.Nihat bir onun yanına gidip öyle konuşuyor,bir ötekinin yanına.Alp'e seni yazmayacağım diyor,sonra onu yazıyor.Nihat'ı bir anlayamadım gitti.Ama Almeda'yı iyi yönlendirip,iyi strateji kuruyor o ayrı!
Bu yarışmada Hayim beni çok güldürüyor.Sakarlıkları,oyunlarda bir şeyler yapmaya çabalayışı.Daha tam olarak çözemedim Hayim'i .
Begüm bana göre mikser gibi,çok fazla ortalığı karıştırıyor.
İştee,en çok hakkında yazmak istediğim kişiyi en sona sakladıım.O yüzden diğerlerini biraz kısa kestim.
Hasan yarışmaya ilk geldiğinde bazı arkadaşlarıma,aileme bile bahsetmiştim "Arkadaşlar benim şu yeteneklerim var,şunu yapabilirim gibi sözleri bana çok yapmacık geliyor." diye,nihayet dediğim çıktı.Hasan masum gibi görünüp de alttan kuyu kazmaya çalışıyor.Hakkında söylenenlere "Tamam,sen haklısın." deyip susuyor ama hemen ekibi toplayıp yönlendiriyor.
Dün Alp ile kavgalarında "Tamam." dedi,sonra hemen ekibi topladı.Begüm "Biliyorsunuz ben yarışmanın başından beri Alp'i yazacağımı düşünmüyordum." dedi.Bunun üzerine dokunulmazlığı alan ve bir kişiyi koruma hakkına sahip olan Hasan,hemen Begüm'ü koruma altına alarak onu yanına çekti.Sonra hemen planı kurdu,bir kısmına Alp'i,bir kısmına Anıl'ı yazdırdı.Ki ben bunun olacağını çok da iyi biliyordum..
Sonra Hasan abimiz ne kadar iyi diye ortalıkta dolansınlar.Nihatla birlikte iyi bir ikili oldular gerçekten.Bakalım hangisi hangisinin ayağını kaydırabilecek.
Dünkü Alp'in sinirlendiği yarışta nefes seslerini duyamadım,o yüzden kesin bir şey söyleyemiyorum.
Biraz sert konuşmuş olabilirim ama gerçekten hakediyorlar.Türk televizyonlarında bir rezalet yaşıyoruz bence.Herkes bir maske takmış,bıyık altından gülüyor,işler çeviriyor.Yarışmayı hakeden kazansın demek düşüyor bundan sonra..
Sevgilerimle,
Cyrstalll...

19 Mayıs 2012 Cumartesi

KEYİF | Hafta Sonu Enerjisi!

Hafta sonu için herkes taa pazartesiden planlar yapıyor..
Acaba kahvaltıya mı gitsek ? Yok yok,biz sahile inelim,çarşı pazar gezelim.Ya da akraba ziyaretine gidelim ? Hangisii ? diye kıvranıp durmalar boşuna değil.Çünkü yoğun tempodan sıyrılıp,kendimize bir iki dakikacık ta olsa fırsat bulabildiğimiz zamanlar hafta sonları...
Güzel bir gün nasıl başlar ? Güzel bir kahvaltıyla vee size enerji verecek bir müzikle.Bir yerde okumuştum,doğruluğunu tam bilmiyorum ama,sabahleyin ilk kulağınıza çalınan müzik o günkü ruh halinizi belirliyormuş.Biraz batıl,biraz değil ama gerçeklik payı var diye düşünüyorum :) O yüzden enerjimizi yükseltecek bir müzikle,güne başlayalıım !
Bu hafta sonuna özel şarkımız,Snsd grubundan Taeyeon,Seohyun ve Tiffany'den geliyoor.Twinkle ;)

ATAMIZIN İZİNDEYİZ | 19 Mayıs

Mustafa Kemal için 19 Mayıs'ın önemi ayrıymış meğer.Çünkü Atatürk "Ben 19 Mayıs'ta doğdum!"* demiş..
19 Mayıs bizimdir,Türk gençliği ! Gönlünce bu günü kutlayabilir,yeniden zaferin tadını çıkarabilirsin!
Fotoğraf : pekdemirgıda
*Kaynak : Bir yerde okumuştum ama hatırlamıyorum.


Nedense 10.yıl Marşı'nı uygun gördüm bu yazıya..Haydi hep birlikte !
Çıktıık açıık alınla,on yılda her savaştan !

17 Mayıs 2012 Perşembe

KİTAP | Ateşi Yakalamak (Açlık Oyunları II )

Açlık Oyunları'nın 2.kitabını da devirdim..Şöyle anlatabilirim ki,kitabın ilk sayfaları bayağı durağandı benim için.Normal,sakin sakin Katniss'in hayatını izledik.(Bu kitabı okurken sahneleri canlandırmamak elde değil!) Daha sonra isyan başladı.Capitol intikam istedi ! 75.Çeyrek oyunlarda Katniss ve Peeta yeniden mücadele etmeye başladı.
Ve bu kitapta müthiş bir haber alacaksınız..
Okumayanlar olabilir o yüzden her şeyi ayan beyan yazmıyorum.Biraz gizem de katmak lazım :)
Aslında kitabı okurken düşüncelerimi,yazacaklarımı tasarlamıştım bir yandan.Benim görüşüm biraz ortadaydı.Ne Stephen King gibi elimden bırakamadım,ne de internetteki bazı kişiler gibi "Üff bu ne ya!" deyip elimden bıraktım.Zaten 6-7 günde okudum kitabı.Buradan da benim için durağan gittiğini anlayabilirsiniz.Yine kendimi tekrarlayacağım ama bu soruyu sormadan edemiyorum.
Beğenmedim mi ? Beğendim.
Bayıldım mı ? Hayır bayılmadım.
Her şey bu cevaplarda gizli..Üçüncü kitabı da okuduktan sonra olayı toparlayıp,genel düşüncelerimi yazacağım.Kapağı zaten çok tatlı,şeker mi şeker bir mavi  :)
Az önce yine çekim yaptıım :) Bütün kitap ayraçlarımı topladım,sıradaki okuyacağım kitabı da ortaya otutturdum ve kliik ! Ama onu kitabı okuyunca o postla birlikte paylaşacağım..Artık yan tarafa bakabilirsinizz :) Bakalım Cyrstalll ne okuyormuşş ?


16 Mayıs 2012 Çarşamba

KEYİF | Pikniik

Bu yıl ilk pikniğimi yapmış oldum sayın seyirciler.Aslında bu olay pazar günü gelişti ancak bir türlü yazmaya fırsat bulamadım.Kısmet bu güneymişş !
Bütün ayrıntıları sizin için fotoğrafladım..
Pazar sabahı cümbür cemaat,sabahın köründe piknik yapmaya gittik.Balık tutma vesilesi ile de tercihimiz Orhaneli oldu.Orhaneli yolunda,derenin kenarına kurulduk.Miss gibi havayı içimize doldurduk,gelincik tarlalarında gezdik..Bir de yılan görmeseydim ! Günün ve ayın şoku oydu benim için.Çok korktum ama gördüğüm andan itibaren bir U dönüşü yapıp,ayaklarımı vura vura kaçtığım için bana bir şey olmadı ! :)
O gün piknikte olduğum için Anneler Günü postu da atamadım ama burdan kutlayayım.Tüm emekçi kadınların günü kutlu olsunn !
Annem için,doğal esanslı bir buket yapıverdim hemeen..
Gelinciklerle,papatyalarla bezenmiş çiçek tarlası..


Kendimizi doğa ananın kucağına bıraktık...
Tam da burada "Hayat Maksimumdaaa" pozları verdim !
Tabi papatyaları görünce ben de herkes gibi kendimi tutamadım ve seviyor sevmiyor faslı yaptım,öylesine.. :)
Seviyor sevmiyordan geriye kalanlar..
Millet eli boş dönerken biz 3-4 kiloyu geçik balık tuttuk.Nasıl tuttuğumuza gelince bu bir sır ! :) Ancak aklınıza kötü şeyler gelmesin.Bir Greenpeace destekçisi olarak ağ filan kurdurtmam ! :)
Günümüz müthiş geçti.Oradaki köylülerle arkadaşlık kurduk ve bizlere organik marullar,pırasalar hediye ettiler.Bu da tabi ki sürekli GDO'lu ürün yiyen bizleri çok sevindirdi :)
Sevgilerimle,
Cyrstalll...

12 Mayıs 2012 Cumartesi

ÇEKİLİŞ | Çekiliş Vaar !

Çok severek takip ettiğim Zeys'in blogunda bir çekiliş var.
Müthiş bir ayakkabıya sahip olmak ister misiniz?
Hem de seçim sizin elinizde.
Ayrıntılar için tık tık !

SPOR | Şampiyon G A L A T A S A R A Y !

Bir sezonda iki kere şampiyon olduk.Yine bir ilk !
Galatasaray,aslanlarım! Her zaman arkanızdayız !
Fazla söze gerek yok !
2012'nin şampiyonu biziz !! :)
Sevgilerimle,
Cyrstalll...

KİTAP | Kurtuluş Savaşında Bursa

Tam bir ansiklopedi tadındaydı..Ansiklopedilerde de ne yaparız ? İhtiyacımız olan bilgiyi alır,kalanını başka zamanlara saklarız.Ben de bu kitapta öyle yaptım.Hepsini okudum tabi ki ama önemsiz gördüklerimi atlamadım değil.
Çok şey öğrendim bu kitapta.Mesela Mavri Mira'yı Ermenilerin kurmuş olması sebebiyle sadece doğuda katliam yapıyor(en uygunu bu oldu sanırım!) sanıyordum ama öyle değilmiş.Mavri Mira batıda da varmış.
Okulda öğrendiğimiz Tarih dersinde pek adı geçmeyen Bursa'nın Kurtuluş Savaşı'nda çok büyük rolü olduğunu gördüm.Bir sürü cemiyetler,kuruluşlar kurulmuş o zamanlarda..
Altını çizdiğim cümleleri yazmak isterdim ama o kadar çok var ki...
Eğer Kurtuluş Savaşı ile ilgili bir kaynağa ihtiyacınız varsa güzel bir kitap bence.Çünkü adında Bursa geçse de aslında Kurtuluş Savaşı'yla ilgili çok önemli bilgiler veriyor..
Şimdi yine yan tarafa bir göz gezdiriin ! :)

Sevgilerimle,
Cyrstalll...


7 Mayıs 2012 Pazartesi

GEZİ | Çanakkale İçindee.. | Kısım 1

Artık üşenmeden fotoğrafları yavaş yavaş yükleyeyim dedim..İyi mi ettim ? Bence çok iyi ettim..
Kısacık bir süre bile olsa, o günleri yeniden hatırlamamız,ne büyük badireler atlattığımızı unutmamamız gerekiyor..Fotoğraflar sıralı değil,çünkü uzun bir süre geçtiği için hatırlayamıyorum sırasını..
57.Alay Şehitliği
57.Alay Şehitliği

       Çimenlik Kalesi   
Bilgi :
1452 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Boğazın en dar yerinde olup, karşısında bulunan Kilitbahir Kalesi ile Boğazı hakimiyet altında tutmasından dolayı büyük bir stratejik öneme haiz olan kalenin burçlarının 1551 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından tamir ettirildiğini Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinden öğreniyoruz . -< canakkale.gen.tr
Kilitbahir Yakınları-Namazgah Tabyası
Mekanın Maketi
Kilitbahir Kalesi -> turkiyegezgini.com
(Kalenin resmini çok net çekemedim,o yüzden internetten koydum.)

Kilitbahir Kalesi 1462 yılında İstanbul kuşatması esnasında Papalık Donanmasının Bizans İmparatorluğuna yardım etmesini önlemek amacıyla Fatih Sultan Mehmet tarafından 93 günde yaptırılmıştır.Deniz duvarlarının güney kısımları top mazgalı olarak kullanılmıştır. Kale tümüyle kaba yontulmuş taşlarla inşa edilmiştir. Açıklık kısımları kiremit kemerli olup kapı ve pencereler beyaz mermerden yapılmıştır. Bu kale son kez 2004 yılında onarılmıştır.Bugün halka açık müze olarak kullanılmaktadır. Kale 1915’te boğazı koruma görevini yapmıştır.Bu kale, 14 Kasım 1980 tarihinde Kültür Bakanlığı tarafından “Korunması Gereken Kültürel Varlık” olarak tescil edilmiştir.

Ayrıca bahir "deniz" demektir.Kilitbahir ise denizin kilidi anlamına gelir.(Rehberimizden..)
Daha fazlası ileriki postlarda :) 
Sevgilerimle,
Cyrstalll...
                                                            

ÇEKİLİŞ | Kitap Bahçesi'nin İlk Çekilişi !

Çekiliş için..

İlk önce o iki güzel kitabı gördüm.Kitap görünce dayanamam zaten :)
Ardından daa..
Hediyelerin hediyelerini !
Tam 4 adet miss gibi kitap :)
Hepsi benim çok ilgimi çekti.
Çekilişe katılmak için tıklayın :) tık tık ...

6 Mayıs 2012 Pazar

KİTAP | Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu,15 yaşındaki bir çocuğun,7 yıldır çektiği hastalıktan dolayı umutsuzluğunu,çaresizliğini ve çırpınışlarını anlatıyor..
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu bence yolculukta size eşlik edebilecek  ya da kumsalda sırtınızı kızgın güneşe vermişken okuyabileceğiniz kolay okunan bir kitap..
Sayfalar su gibi okunabiliyor,sizi zorlayacak hiçbir şeyi yok.
Bir yanda çektiği sıkıntılar,bir yanda kendisinden 4 yaş birisine aşık olmanın ve onu başkasına kaptırmanın korkusu..
Dizlerindeki büyük sızılar,derin yaralar gün geçtikçe hayatı onun için dayanılmaz hale getiriyor..
Sonra ne mi oluyor ? Onu öğrenmek için sizi kitabı okumaya davet ediyorum ... :)
Çok mu beğendin ? derseniz hayır.Beğenmedin mi ? derseniz yine hayır.
Benim tabirimle,çerez niyetine bir kitaptı yine :)  Olaylar sanki biraz havada kalmıştı.Onun dışında anlatımı süslü değil de sadeydi.Anlamakta güçlük çekmiyorsunuz yani..

"Büyük bir uvzun boşluğunu hissetmeye nasıl dayanacağımı anlamıyorum;bir diş çektirdikten sonra bile yerinde ağızdan daha büyük bir boşluk kaldığı zannedildiği halde,ayrılan bir bacağın yerinde kalan uçurumun baş dönmesine nasıl alışılır ? " sf 105
"Büyük bir hastalık geçirmeyenler,her şeyi anladıklarını iddia edemezler." sf 126
"Istırabın derinlerine indikçe sevincimizi kaybetmek korkusu kalmadığı için,yeni bir sevinç başlıyor: Istırabın ilacı ıstıraptır.İkisinin çarpımı : Sevinç." sf 127


Bu cümlelerden bile anlayabilirsiniz çocuğun içinde bulunduğu vahim durumu,hissettiklerini.
Benim için orta derecede bir kitaptı.İçimi sızlattı mı ? Sızlatmadı değil açıkçası. Sağlığımın kıymetini daha iyi anlamaya başladım :)
Şimdi sağ tarafa bir göz atın ve ne okuyorum bakıın :)
Sevgilerimle,
Cyrstalll...

3 Mayıs 2012 Perşembe

KİTAP | Ana - Maksim Gorki

Uzun zamandır sağ taraftaki " Ne Okuyorum? " bölümünde bu kitabın adını görebilirsiniz.Artık onun yerini başka bir kitap alacak :) Araya Açlık Oyunları girdi,arkadaşıma hemen vermek için onu listeye koydum,okudum,ardından hediye kitaplarım geldi vs. vs. derken bu kitap en sona kaldı maalesef..
Dün de bu kitabı bitirdim. ve klasiklerden oluşan okuma listemden bir kitap daha eksildi.
Ana,gayet güzel bir kitap.İnsanların hayat mücadelesini,işçilere yapılan haksızlıkları çok güzel bir biçimde ortaya koyuyor.
Kitabı okurken sanki Pavel çıkıp gelecek,karşımda oturup,bana o akıllarda kalıcı sesiyle yavaş yavaş siyaset kitaplarından birini okuyacak gibi geliyor..Nihayet bu durumdan sıyrılabildim :)
Ayşen Ilgın tam da Kitap Aşkı Baskı Hatasını Affeder mi ? başlığında benim de muzdarip olduğum bir konuyu işlemiş.Sorunum bu kitapla ilgili ve Kum Saati Yayınları'yla ilgili.Ben ne yorum yapmışım bu başlığa,okuyalım..

Bu yazıyı ilk okuduğumda ben de bazı arkadaşlar gibi "Kabul edilebilir,görmezden geliverirsin." demiştim ama başıma gelince bu kadar basit olmadığını anladım.Ben de Kum Saati Yayınları'ndan muzdaribim.Kitap kapaklarını bu kadar güzel ve özendirici yapmasını beceriyorlar ama içine gelince fos! Ana isimli kitabı okurken her şey gayet güzel gidiyordu fakat son 100 sayfa işkenceydi resmen.Mesela diyor ki (atıyorum) :
-Kız gülümseyerek konuştu:
Arka sayfayı çeviriyorum kızın konuşması yok onun yerine. "Sessizce yan yana oturdular." misal.
Ön sayfada verdiği son paragrafı arkada tekrar vermiş ve devam etmiş.O kadar sinir oldum ki anlatamam ve okumadım ! Son bölümü okuyup bitirdim kitabı.
İnsanın gözüne çok fazla batıyor.Görmezden gelmeye çalışsan da gelemiyorsun.
Ben de sizin gibi büyük marketten,kampanyalı ürünlerden almıştım.Ucuz da değildi hani kampanyalı derken.
Hem ucuz olsa bile bir yayınevi madem yayınevisin kaliteli ve güzel yapmalısın işini.



Yorumumun sadece kitapla ilgili bölümünü aldım.Evet,çok sinirlendim.
Kutup Yıldızı Yayınları'ndan sonra bu da tuz biber oldu üstüne.
Ama kitap aşkımı öldüremiyor ne yazık ki,okuyorum okuyorum..
Artık yan tarafa bakabilirsiniz ben ne okuyorum diye :)
Sevgilerimle,
Cyrstalll...

2 Mayıs 2012 Çarşamba

KİTAP | Kabuğuna Sinmiş Adam - Türkler Filistine Gelirse

Evet,bahsettiğim gibi Kitap Kurduyum Ben'den çekilişle iki kitap kazanmıştım ! Detayları eklemek için,iki kitabımın bitmesini bekledim ve ikisi de bitti !

                                                               Kitaplarımdan bir görüntü


Kabuğuna Sinmiş Adam - Anton Çehov


Kitapları ilk gördüğümde bu kitabı daha çok seveceğimi sanıyordum ama Türkler Filistin'e Gelirse 'yi daha çok beğendim.
Bir Anton Çehov kitabı.İçinde çeşitli hikayeler barındırıyor.Ben en çok Kabuğuna Sinmiş Adam isimli hikayeyi beğendim.Kitapta altını çizdiğim cümleler ise şunlar :

* Kim bilir,bu belki ataerkil yapının yasaları uyarınca eskiye,daha toplumsal yaşayışa geçmemiş,mağarasında bir başına yaşayan ilk insana bir dönüş,belki de insan yaratılışının her zaman görülebilen yasadışı bir örneğidir. sf-8


*Kentteki boğucu yaşantımız,karaladığımız bir sürü gereksiz kağıt,oynadığımız briç de birer kabuk değil mi? Bütün ömrümüzü işsiz güçsüzlerin,karaborsacıların,aptalların,avare kadınların arasında,günlerimizi saçma sapan şeyler dinlemekle geçirmemiz de birer kabuk değil midirler? sf-23


*Başkalarının yalanlarını dinlemek ve bu yalanları yutmuş göründüğün için seni aptal bellemelerine göz yummak,alçalmayı sineye çekmek,dürüst,özgür insanların yanında olduğunu açık açık söyleyememek,üstlelik yalan söylemek zorunda kalmak,gülümsemek...Hayır,hayır,beş para bile değeri olmayan bir lokma ekmek,bir sıcak köşe,bir mevki için çekilmez bütün bunlar.Böyle bir dünyada yaşanmaz ! sf-23


Türkler Filistine Gelirse - Alexander Aaronson


Bu kitap beni çok sinirlendirdi.O yüzden bu kadar geç bitirdim.Kitap boyunca Türkleri kötüledi durdu,barbar gösterdi.Hep sonuna kadar bekledim belki sonra düşünceleri değişir diye,ama nafile! Sinirlenip dursam da,güzeldi,sürükleyiciydi.Ama bu kısımları bana bayağı bir battı !
Genel olarak,kitaplarım güzeldi.Bana iyi birer yol arkadaşı oldular :))

Sizlerle geçenlerde kitap fuarından edindiğim,kitaplarımı süsleyen ayraçlarımı da tanıştırmak istiyorum :)

Ayrıca Bursa'da İpekyolu Öğrenci Buluşması vardı.Değişik ülkelerden öğrenciler gelip,stantlarda kendi ülkelerinin geleneksel eşyalarını tanıtıyorlardı.Ben bunu görünce ne yaptım ? Tabi ki de hemen içeri daldıım :) O da ileriki postlarda :))
Sevgilerimle,
Cyrstalll...

1 Mayıs 2012 Salı

MODA | Mezuniyet Heyecanı

Evet arkadaşlar,mezuniyet dönemleri yaklaşıyor.Herkes bununla ilgili postlar hazırlamış.Ben de hazırlayayım bir tane dedim ve karşınızdayım ! Ben daha çok sizlere bu konuda bakmanız gereken blogların isimlerini vereceğim ama aynı zamanda tavsiyelerim de var !
> İlk olarak düğüne gitmediğimizi,bunun bir mezuniyet olduğunu kabul edelim.Çoğu genç kızımız düğüne gidermiş gibi saçlar yapıp,takıp takıştırıyorlar.Asla!
Bu sene doğal saç,doğal kaş vs. her şeyin doğalı ve sadesi moda oldu.O yüzden sadeliğinizle göz almaya çalışın.Ama illa ben şıkır şıkır kıyafetleri seviyorum derseniz,abartıya kaçmadan onları da giyebilirsiniz.Bakınız Styleboom'un Pinterest'inden fotoğraflar.. Styleboom-Mezuniyet
Ayakkabıya gelecek olursak,o da çok önemli bir konu.Rahat ama şık ayakkabılar tercih etmelisiniz bence.Gece boyunca sizi zorlamayacak ama şıklığı da ön planda tutacak..Steve Madden ayakkabılar bu konuda size yardımcı olabilir.
Çanta..Clutch,portföy gibi küçük çantalar tercih etmeliyiz.Heybe gibi çantalar aslaa !! Vintage gibi çantalar da olabilir.Bakınız Styleboom'un Mudo çantası gibi..
> Ve tabi ki takılar.Yine tabi ki takılarınızı abartmayın :) Sade olsunlar,güzel olsunlar ama ucuz olsalar bile ucuz gözükmesinler.Fiyatı önemli değil ama görünüşü,kalitesi çok önemli.
Böyle bir şey asla kullanılmamalı :))

Toparlayacak olursak;
1.Abartmayın!
2.Şıklığınızla göz doldurun.
3.Şık olacağım derken sürekli çekiştireceğiniz kıyafetlerden uzak durun,rahatlığı da elden bırakmayın.
4.Pişti olmamaya dikkat edin :))
Ve diğer tavsiyeler için buraya da bakabilirsiniz . Bi Kot Bi Tişört
Umarım biraz olsun yardımcı olabilmişimdir :)
Sevgilerimle,
Cyrstalll...

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...