Lütfen balıklarımızı kurtaralım !
Bir destek de siz verin !
Her ırktan, her renkten insanın bir arada olduğu Amerika’da yeni yıl kutlamaları bir ay önceden başlıyor. Her evde ağaçlar yıldızlarla, meleklerle süsleniyor; pencerelere ve tavanlara renk renk ışıklar asılıyor. 26 Aralık’taki Şükran Günü’nde büyük bir sofra kuruluyor ve aylardır görüşemeyen tüm akrabalar bir araya geliyor. Çocukların en sevdiği gelenek ise, Noel Baba kılığına girmiş olan (ve muhtemelen bunu ek iş olarak yapan) bir uyanığın bütün yıl hiç yaramazlık yapmamış olan çocuklara ne hediye istediğini sorması, bunu duyan anne-babaların da çocuklarına o hediyeyi alarak çam ağacının altına yerleştirmesidir.Ama gerçekten en eğlencelisi, bizce tüm insanların yeni yıla girmeye az kala meydanlarda toplanması ve şarkılar, türküler eşliğinde avaz avaz geriye doğru sayarak yeni yıla girmeleri. Hemen arkasından patlayan havai fişeklerle gökyüzünün bir ışık şölenine dönüşmesi ise işin en zevkli kısmı.
Diğer bir ilginç gelenekler ülkesi de burası. Kuzey Hindistan’daki insanlar yılbaşlarında baştan aşağı çiçeklere bürünüyorlar; pembe, kırmızı, turuncu, mor gibi canlı renklerde giysiler giyiyorlar, sariler takıyorlar. Kadınlar baharı simgelediği için özellikle sarı renkli çiçekleri tercih ediyorlar. Buradaki Hıristiyan Hintliler için yılbaşı gecesi ağaç süslemek çok önemli, ama o ağacın türü biraz farklı; onlar çam değil, muz ve mango ağaçlarını süslüyorlar. Hindularsa kutsal eşyalarının bulunduğu özel kutularını yataklarının başucuna koyuyorlar. Bu onlar için çok önemli, çünkü yeni yılın ilk gecesini ve ilk sabahını bu özel eşyalarıyla geçirmenin onlara şans ve mutluluk getireceğine inanıyorlar. Bütün Hindistan’da fakirlere yardım ediliyor, insanlar sevdiklerine hediyeler alıyor. Ayrıca bütün çatılara ve evlerin duvarlarına ışıklı lambalar asılıyor, böylece yeni yılın neşeli ve sıkıntısız geçeceğine inanılıyor.
İngiltere geleneklerine çok bağlı bir ülke olduğu için yüzyıllar önce yapılan eğlence ve adetleri şimdi de görmek mümkün. Bütün bir ay boyunca Şükran Günü’ne ve yılbaşı gecesine hazırlanan İngilizler, neler pişirileceği, ne giyileceği, nasıl eğlenileceği meselesini de günler önceden planlamış olurlar. En önemli geleneklerden biri Unlu Puding Günü mesela. O gün tüm aile toplanıyor ve İsa ile 12 Havarisini temsil etmek amacıyla 13 kişi ateşin başına geçiyor. Her biri sırayla pişmekte olan pudingin tahta kaşığını, aynı yönde, yani doğudan batıya doğru karıştırıyor. İşin en önemli kısmı pudingin içine atılan gümüş para. Bu para kimin kasesinden çıkarsa yeni yılın ona mutluluk, sağlık ve para getireceği söyleniyor. Bir de yılbaşı gecesi bütün çocukların baş ucunda mutlaka kırmızı bir çorap bulunuyor, Noel Baba hediyeleri gizlice dağıtırken o çorapların içine şeker koymayı asla ihmal etmiyor. Tabii yaramaz çocuklarınki hariç.
Yeni yıl kutlamalarına bir ay önceden başlayan diğer bir ülke de Çin. Sokaklar süsleniyor, hediyeler alınıyor, yiyecekler günler öncesinden hazırlanıyor. Ama en önem verdikleri şey bütün evin baştan aşağı temizlenmesi, kapıların, pencerelerin, hatta duvar kağıtlarının komple yenilenmesi. Bitmekte olan yıldan kalan tüm kötülüklerin ve uğursuzlukların böylece evlerinden temizlendiğine inanıyorlar. Yalnız bu yenileme esnasında kullandıkları renk ağırlıklı olarak kırmızı ve tonları olmak zorunda. Daha sonra isterlerse değiştirebilirler, ama maksat yeni yıla bu renklerle girilsin, çünkü şeytani ruhların en nefret ettiği ve uzak durdukları renk bu. Yeni yıl gecesi üzerlerine “Hang Bo” adlı kırmızı özel kostümlerini giyiyorlar ve bütün gece sadece deniz ürünleri ile besleniyorlar, böylece tüm dileklerinin yeni yılda gerçekleşeceğine inanıyorlar. Yemekten sonra ise herkes “Fener Festivali” için sokağa çıkıyor, sabaha kadar şarkılar söyleniyor, danslar ediliyor, şovlar yapılıyor.
Yılın önemli bir kısmının karanlık ve kasvetli geçtiği kuzey ülkelerinde, yeni yıl kutlamalarının bizlerdekinden daha özel bir anlamı var. O geceden itibaren günler artık uzamaya ve geceler de kısalmaya başlıyor. Uzun süren gecelerin karanlığını ve karamsarlığını azaltmak ve yaklaşmakta olan güneşli günlerin umudunu canlandırmak için Finliler yılbaşı dönemini ışıl ışıl geçiriyor, hatta bu ışık denizinden bir an bile mahrum kalmamak için hiç kimse perdelerini kapatmıyor. Ayrıca herkes neşeli hazırlıklara girişiyor, kadınlar kermesler düzenliyor, çocuklar tiyatro temsilleri ve eğlenceli gösteriler hazırlıyor ve ay boyunca ‘Pikkujoulu’ (küçük yılbaşı) da denen partiler veriliyor. Özellikle iş yerlerinde bu partiler asla ihmal edilmiyor, hatta o gün patronlar çalışanları için küçük şakalar veya oyunlar düzenliyor. Finlandiya’daki Noel Baba’nın adı ‘Joulupukki’, ama görüntü olarak diğer Noel Babalar’dan bir farkı yok. O gece henüz çocuklar yatmadan Joulupukki kapıyı çalıyor ve içeri girince tahmin edin ne diyor? Evet bildiniz: ‘Hoyyohoo! Acaba burada bütün yıl uslu olmuş, çalışkan küçük bir çocuk var mı?’