Hannah'nın en güzel kitabı dendi hep bu kitap hakkında.Doğru da olabilir.Ama kurgu açısından en güzel KIŞ BAHÇESİ'ydi bence.Diğer Hannah kitapları hep birbirine benziyordu.Hannah'nın abartıldığı kadar güzel yazdığını düşünmüyorum açıkçası.Bu tarzda yazan ondan daha başarılı yazarlar var.Kitaplarını öyle çok da muhteşem bulmadım.Bana göre biraz basit yazıyor.Çok kötü de değillerdi,ama öyle bayılarak da okumadım.
Kış Bahçesi ise diğerlerine nazaran içinde daha değişik bir hikaye barındırdığı için hoşuma gitti.
Gelelim kitabı okurken not ettiğim yerlere.Bazı yerler bana Ateşböceği Yolu'nu (adı da ne uzun!) çağrıştırmıştı.O yüzden aralarındaki benzerliklere bir bakalım..
-> Her iki kitabın da sokağın ismini alması (oturdukları yerin adlarıydı Ateşböceği Yolu ve Gece Yolu)
-> Lexi'nin annesinin(Gece Yolu'ndaki karakter) Tully'nin(Ateşböceği Yolu'ndaki karakter) annesi gibi uyuşturucu bağımlısı olması ve onu terk etmesi
Bu da benzerlik değil ama aklıma takılan bir şey daha oldu:
-> Sf:292 'de Miles'ın aspirini çiğnemesi.Aspirinler ya da genel olarak haplar çiğnenilince beyin kanaması geçiriliyor anında diye biliyorum ben.Belki de yanlış biliyorumdur.Bilen varsa bir el atsın :) Bana göre çok yanlış bir bilgiydi.
Altını Çizdiğim Cümleler
- Zaman yaralarını iyileştirmemişti.Bu klişe söz de saçmalıktan başka bir şey değildi.Şanslı insanların,onlar kadar şanslı olmayanlara söylediği bir tür sözdü işte.Yine bu aynı şanslı insanlar,acılar hakkında konuşmanın işe yaradığına inanıyor,"hayatına devam etmen gerekir" sözünü tekrar edip duruyorlardı. sf:320
Ve diğer Hannah kitapları yorumlarım için :
İlk okuduğum kitabı : KIŞ BAHÇESİ
Sonraki : ATEŞBÖCEĞİ YOLU
Ve en son Gece Yolu :) Gerçek Renkler ise elime geçtiği zaman :)
Not : Bazen kitaplarda altını çizdiğim cümleleri yazmayı unutuyorum,siz görürseniz bir hatırlatıverin :)
valla bende sırasıyla ateşböceği yolu kış bahçesi ve gerçek renkleri okudum, üçünü de beğenmiştim en çok da ateşböceğini. gece yolunu henüz alıp okuma fırsatım olmadı kütüphanemde olsun diye alırım inş yakın zamanda. dediğin gibi her yazar(tess ablam hariç) kendini tekrarlıyor son zamanlarda debbie macomberin yaptığı gibi.
YanıtlaSilEvet gerçekten de öyle,ben artık değişik bir şeyler görmek istiyorum.Dizilerdeki gibi senaryo sıkıntısı çekmemelerini istiyorum yazarların.(malum senaryo yazamayınca kitaplara dadandılar) Tess ablamız ayrı bir yerde zaten :)
SilAn itibariyle Ateşböceği Yolu'nu bitirip bloga yazmak için pc başına oturduğumda önce biraz blogları gezmek istedim ve aynı yazarı okuduğumuzu görünce atladım hemen;) Bnm okuduğum ilk Hannah romanıydı. Çerezlik dediğimiz pek de üerinde kafa yormayı gerektirmeyen akıcı kitaplardan biriydi benim için. Ben bu tarz kitapları çoğunlukla ağır kitaplar arasına serpiştirerek okurum. Ama buara hamileliğimden dolayı ağır kitapları ne bünyem ne beynim ne de psikolojim kaldırıyor. Bu özelliğiyle Hannah okumak enim için keyifli oldu, ta ki sonuna gelene kadar. Tavan yapan hormonlarımın da etkisiyle hüngür hüngür ağladım;))
YanıtlaSilSonunda ben de ağladım valla :D
SilGece Yolu çok hoş ve güzel bir kitap.Ateşböceği Yolu,Kış Bahçesi,Gerçek Renkler ve gece yolunu okudum.Şimdi ise Ateşböceğinin Şarkısı adlı kitabı okuyacağım.Bu kitap Ateşböceği Yolu'nun devamı olduğundan dolayı çok heyecanlıyım.Çünki Ateşböceği Yolu sayesinde okumayı sevdim.Ateşböceğinin Şarkısı adlı kitabın eve teslimini dört gözle bekliyorum.
YanıtlaSilUmarım bir an önce elinize ulaşır,keyifli okumalar dilerim:)
YanıtlaSil